Güzelyurt şehri, Kuzey Kıbrıs'ın başkenti Lefkoşa’nın batısında ve kıyı şeridi boyunca yer almaktadır.

Şehir merkezine ulaşmadan önce, kendi türünde eşsiz olan bakir ve güzel narenciye yetiştirme bölgesi görülür.

Bu şehrin adının kelime anlamı "güzel topraklar" olup, verimli ve zengin arazilerine işaret etmektedir.

Bu şehir, adanın sebze ve meyve üretiminin büyük kısmının yetiştiği yer olan Troodos Dağları'nın eteklerine yakındır ve tarih boyunca önemli bir bakır madeni merkezi olmuştur.

 

Güzelyurt şehrinin ilk sakinleri, Yunanca’da "Morphou" olarak adlandırılan bu bölgede, Tunç Çağı’ndan itibaren yerleşmişlerdir.

Britanya yönetimi döneminde bu kasaba, Lefkoşa ve Famagusta şehirlerinin demiryolu ağıyla bağlanmasıyla ulaşım ağının önemli bir parçasına dönüşmüştür.

Her ne kadar Güzelyurt, kültürel ve mimari açıdan Kuzey Kıbrıs'ın diğer şehirleri kadar zengin olmasa da, çok belirgin derin tarihî köklere sahiptir.

Arkeoloji ve Doğa Müzesi ile St. Mamas Kilisesi, bu şehrin turistik cazibe merkezlerindendir.

 

yüzyılın sonlarında inşa edilen St. Mamas Kilisesi, gotik ve Bizans mimari tarzlarını bir araya getirmekte ve içerisinde güzel ve görkemli cam avizeler barındırmaktadır.

Kuzey Kıbrıs’a ait sanatsal ve tarihî eserler, gösterişli mücevherler ve altınlar da kilisenin yanında bulunan binadaki müzede sergilenmektedir.

 

Bu güzel şehirden biraz ileride, yıl boyunca rüzgârlı sahilleriyle tanınan Lefke şehri yer almaktadır.

Bu sahiller, dalga ustalıklarıyla vahşi dalgalara meydan okuyan binlerce sörfçüye ev sahipliği yapmaktadır.